semerşah

 
Oğuz Kağan Destanı - Oğuz Kağanın Duası

  Ana Sayfa
  Alp Oğuz
  Oğuz Kağan Bibliyografyası
  OĞUZ DESTANININ ÖZELLİKLERİ
  Oğuz Kağanın Duası
  Göktürklerden Günümüze Türk Halk İnançlarında Kurt
  Mete Destanı
  İslamiyet Öncesi Türk Devletlerinde Kadının Yeri ve Önemi Nedir ?
  İNTERNETTEKİ TÜRKOLOJİ DÜNYASI
  Balık
  Eski Türklerde Damga
  Kitaplar
  Mete , Vikipedi
  Oğuz Kağan Destanı, Vikipedi
  Oğuz Kağan biyografi.net
  Oğuz Kağan'ın başkenti Antakya
  Türk Boyları 24 Boy
  Mavi Kelebeğin İzinde
  Yada Taşı, yadacı
  Ziyaretçi defteri
  İt Barak
  Oğuz Kağan Destanı
  TÜRK DESTANINI NAZIMA ÇEKMEK TEŞEBBÜSLERİ
  İSLÂMİYETTEN ÖNCE TÜRK DESTANI
  Bozkurt
  Oğuz Kağan incelemeleri
  Tokuz (Dokuz) Oğuz Destanı
  Türk Kültüründe Renkler
  NEVRÛZ VE TÜRK KÜLTÜRÜNDE RENKLER
  Türklerde Kalançı Çak (Kıyamet Günü)
  Türk Mitolojisi ve Antik Astronotlar
  Türk Mitolojisinde Dağlar
  Avşarlar
  Türk Mitolojisinde Yer ve Yeraltı
  Turkish Mythohlgy
  Güneş, Ay ve Yıldızlar
  ALANGOVA (ALAN-HOA)
  Göğün Direği
  Gizlenen Türk Mitolojisi
  Türk Mitolojisi'nde Kurban
  Göktürk Yazıtları’nda İsim ve Unvan Söyleme Geleneği
  Türklükte "Şadapıt" Ünvanı
  KOZMOLOJİK BİR KAĞAN
  Oğuz Kağan, Zülkarneyn, Hz. İbrahim
  ARÂİSU’L-KUR’AN’DA TÜRKLER
  KURAN-I KERİM ZU’LKARNEYN VE OĞUZ HAN’IN TARİHİ
  Türklere Peygamber Gönderildi mi
  ZÜLKARNEYN OĞUZ HAN

Bu dua gerçekten Oğuz Kağan'a mı aittir?
 

Oğuz Kağan'ın Türklük Duası

EY TÜRK, DÜŞÜN!

Yayin Tarihi 29 Haziran, 2009 
Kategori TÜRK DÜNYASI

EY TÜRK, DÜŞÜN!

“TÜRK BUDUN, ÖKÜN” (Bilge Kağan)

image00155.jpg

Tarih bilimi, insanlara doğru sonuçlara varmaları için yön veren bir düşünce tarzıdır. Geçmişini bilmeyen, kendisini tanımayan bir toplum, tıpkı hafızasını kaybetmiş bir insan, ırmağın akıntısına kapılmış bir dal parçası gibidir.

Tarih bilimi, insanlara milletlerin geçmişteki yaşantılarını ve diğer devletlerle olan ilişkilerini öğretir. Geçmiş uygarlıkları tanıtır. İnsana, geçmişini değerlendirme ve geleceğini daha iyi biçimlendirme konusunda yardımcı olur. Geçmişini iyi bilen toplum, geleceğini daha sağlıklı bir şekilde biçimlendirebilir. Tarih, insanlığın belleğidir. Ortak duygular yaratır ve geçmiş ile gelecek arasında bağ kurar.(M. S. KÜTÜKOĞLU)

Tarih uydurmalar ve yakıştırmalar üzerine inşa edilemez. Tarihi gelişmelerin kayda girmesi sağlam kaynaklarla mümkündür. Bundan dolayı tarih bilimi diğer bilim dalları ile birlikte gelişir. Felsefe, sosyoloji, arkeoloji, antropoloji, etnografi, filoloji, coğrafya, epigrafi, kronoloji bunlardan bazılarıdır. Bu bilim dallarının yardımı olmadan tarih yazılamaz.

Atatürk Türk Milleti’nin tarihini bilimsel araştırmalar üzerinden öğrenilmesi için 1931 yılında Türk Tarih Kurumu’nu, Türk Dili’nin gelişmesi ve korunması içinde 1932 yılında Türk Dil Kurumu’nu kurdurmuştur.

Bu Kurumların görevleri herşeyden önce; Osmanlı döneminde “Etrâk-ı bî idrâk = İdraksiz Türkler” olarak aşağılanan Türk İnsanına, dilini ve kimliğini öğretmek olmuştur. Milli Eğitimde ders programları bu hedefler üzerine kurulmuştur…

Tarih bilimi; Türkleri, insanlığa uygarlığı taşıyan bir millet olarak tanıtmaktadır. Kısacası tarih Türklerle başlamıştır… Hiçbir milletin tarihi, Türklerin tarihi kadar zengin değildir… Bazı milletler hayali kahramanlar yaratarak, hayali olaylar ve hayali zaferler yazarak kendi milletine milli heyecan vermeye çalışabilir…  Ancak Türklerin buna ihtiyacı yoktur. Türk Tarihi’nin her dönemi kahramanlıklarla, zaferlerle, ibretlerle ve uygarlığa hizmet ile doludur…

1980 yılından önce görmediğim, duymadığım, okumadığım bir dua son zamanlarda yoğun bir şekilde yazılı ve sesli görsel olarak dolaşmaktadır. Nedir bu dua? “Oğuz Kağan’ın Türklük Duası”

Bu Dua’nın kaynağını araştırdık. Dr. Rıza Nur’un yazmış olduğu “Türklük Duası”… Olabilir…

Dua; İnsanın iman ettiği Yaratıcısına ilmince, gönlünce, dilince teslimiyet içerisinde samimi bir tarzda yaptığı yakarıştır. Rıza Nur’da bir Türkçü olarak bu şekilde bir dua yazmış… Bu durumun eleştirilecek herhangi bir yönü yoktur. Ancak bu dua’nın başına, Türkler’in Atası kabul edilen “Oğuz Kağan’ı” eklemek büyük bir yanlış ve istismardır!

Buna neden ihtiyaç duyuldu ki?

Eğer bu dua Oğuz Kağan tarafından yapılmışsa, hangi kaynaktan elde edildi?

Milattan sonra 730 lu yıllarda dikilen Göktürk Yazıtları (Bilge Kağan, Tonyukuk, Kültigin) 19. yüzyılın sonlarına doğru Danimarkalı dil bilimci Thomsen ve Rus Türkolog Radlof tarafından okunmuştur. Ancak Türk Bilim Adamları, bu yazıtları tekrar değerlendirmektedirler. Bilge Kağan’dan bin yıl önce yaşadığını bildiğimiz, Oğuz Kağan’ın bu dua ile ilgili bir yazıtı mı bulundu?

Bu dua, “Dr. Rıza Nur” adı ile yayınlansa ne olurdu? Türk Milliyetçileri nezdinde çok muteber olmazdı. Çünkü Rıza Nur’un Atatürk’e karşı olan düşmanlığını ve Rıza Nur’un sapık fikirlerini Türk Halkı bilmektedir. Acaba, bu dua’nın kullanılması için mi, Oğuz Kağan’ın ismi kullanılmıştır?

Sorgulamanın en kötü yanı ise şudur:

Atamız Oğuz Kağan’ın, 6 oğlu 24 torunu vardır. Her torunun da bir boyu vardır. Bu da, 24 Oğuz Boyu’nun oluşumudur. Bu duanın asılsızlığından dolayı, Oğuz Boyları hakkında şüphe mi yaratılmak istenmiştir?

Oğuz Kağan’ın büyüklüğünü ve asaletini ispat etmek için, uydurma sözlere gerek yoktur. Bildiğimiz kadarı ile bu dua metnini Dr. Rıza Nur yazmıştır. Dua’nın içinde herşey var. Yalnız demokrasi kelimesi eksik kalmış! Bu dua metnini isteyen kullanabilir, söyleyebilir. Ancak, Oğuz Kağan’ın duası olarak değil!

Türk Tarih Kurumundan ve ilgili bilim adamlarımızdan  bu hususta bir açıklama yapmasını beklemekteyiz…

Lütfen Tarihimizi tahrif etmeyelim! Türk Gençlerini yanlış yönlendirmeyelim!

Bilgisiz Fikir, Fikirsiz Tefekkür olmaz.

Bilge Kağan’ın nasihatını da unutmayalım!

EY TÜRK, DÜŞÜN!

YILMAZ KARAHAN

 

OĞUZ KAĞAN’IN TÜRKLÜK DUASI

ULU TANRI !.
GÜZEL TANRI !.
GÖK TANRI !.
Sen Türk’ü Türk yurtlarını koru !..
Düşman şerrinden sakla ! TÜRK’ü yiğitlikte daim et ! TÜRK’ü erlik davasıyla yaşat ! TÜRK’ü gerçekçi yap ! TÜRK’ün gönlüne herşeyden önce, hatta kursağına ekmek koymadan evvel TÜRK’lük sevgisini koy ! TÜRK’ü ideal ile yaşat ve ideali hakikat yapmaya çalışsınlar ! Törelerini canları gibi saklat ! TÜRK’e zevk ve rahat verme ! Bilakis zahmete alıştır ! Zahmetle yürekleri, bedenleri demir olsun ! Bu sayede onlara yüksek çalışma kudreti verirsin ! TÜRK’ü faal, cevval edersin. TÜRK’e değişmez bir seciye ver ! Zamanla seciyesi değişmesin, sade tekemmülle tadilat görsün !

ULU TANRI !.

Milli kuvvet, namus, ahlak, azim , sebat, ideal, TÜRKÇÜLÜK ruhu, yurtseverlik, ilim, sanat teşkilatı, intizam, beden kuvveti ve zenginlik ile hasıl olduğundan; TÜRK’e bunları ver ! TÜRK’ten hırsız, namuzsuz türerse hemen kahret ! TÜRK’e benlik, hem de yüksek bir benlik ver ! TÜRK nefsine itimat sahibi olsun ! TÜRK’ü muhakemeli, ciddi adam olarak yarat ! Hissiyatına kapılıp, öfke ile ayaklanmasın ! Birden barut gibi parlamasın ! Daima soğuk kanlı olsun ! TÜRK’ü her milletten cesur yarat ! Öç almayı TÜRK asla unutmasın !

ULU TANRI !.
Namuzsuz bir tek TÜRK yaratacağına, dünyayı yık daha iyi ! Ne kadar korkak TÜRK varsa hepsini helak et ! TÜRK herşeyi mukayese etsin ! Yalnız akıl ve mantık denen şeylere bırakma onu ! Sabırlı, derde dayanıklı olsun ! İradesi çelik gibi olsun ! Dönek TÜRK yaratma ! TÜRK’leri maymun iştahlı yapma ! TÜRK daima ihtiyatla adım atsın ! Kimsenin tatlı diline inanmasın ! Kimseye emniyet olmasın ! Çalışma zekâdan üstün bir kıymet olduğundan, TANRI, sen TÜRK’ü çalışkan et ! TÜRK’ün ömrü çalışma ile geçsin ! Ona daima çalışma aşkı ver ! Hele elbirliği ile çalışmayı alet etsin ! Tembel TÜRK’ü hemen öldür !

TÜRK’e her milletinkinden üstün zeka ver! Zeka ve çalışma; ikisi bir arada olunca TÜRK’ün önünde durulmaz! Milli büyüklüğün tek şartı yüksek ideal, buna alışmak için de yüksek ahlak, fedakarlık ve sebat lazım olduğundan TÜRK’leri ahlaklı, sebatlı ve fedai kıl! TANRI, TÜRK’leri sen kendi elinle birleştir ve herşeyden evvel ruhları birleşsin! Onları tek bir kafa gibi birleştirici kültür sahibi et! TÜRK’ü töresine sadık kıl, Tanrı! TÜRK budunu: Biliniz ki atalar töresi asırların tecrübesi ile husule gelmiş büyük bir hikmettir. Tanrı beni töreye dokunmaktan ve dokundurmaktan sakladı ve saklasın!

ULU TANRI !.
Türk milletini lafçı değil, elinden iş gelir insanlar et ! Bir şey söylemek vazife yapmak değildir. Onu fiilen yapmak ve yaptırmanın vazife olduğunu beyinlere sok !

GÜZEL TANRI !.

Sana hepsinden çok yalvardığım şudur : TÜRK’ü dalkavukluktan kurtar ! Dalkavukluk ve emsali vasıtalara zengin olmaktan koru ! TÜRK’e kötü para hırsı verme ! Dalkavukları yok et !

AMAN TANRI !.
TÜRK aile, töre ve disiplinini her şeyden evvel koru! TÜRK toprağında hürler yaşasın. Adaletten başka bir şey hüküm sürmesin! Sen TÜRK’e tabii şeylere tabiata karşı sevgi ver! TÜRK yurdunda yoksulluk o kadar azalsın ki fakirlik suç sayılsın!

Acunu ( Dünyayı ) Yaratan Yüce Tanrı !.
TÜRK’e insaniyetten evvel TÜRK milletini düşündür. İnsanların insaniyet dedikleri şey, göz boyamak için icat edilmiş bir boyadır. İnsaniyet maskesi taşıyan öyle milletler vardır ki maskelerinin altında canavarlar yaşar. İnsaniyeti gören olmadı. TANRI, TÜRK’e sağlam, sürekli irade ver! Güçlüklerde, sabrını, tahammülünü aynı zamanda gayretini arttır! Ona esas seciye olarak vazife muhabbeti ve mesuliyet duygusu ver! Mesuliyeti TÜRK yurdundan eksik etme! En büyük kuvvetinTÜRKLÜK aşı olduğunu TÜRK’e öğret!

TANRI !.

TÜRKÇE konuşulan, TÜRK’e yurtluk etmiş olan yerleri kıyamete kadar TÜRK’ün hükmü altında bırak !

www.yenidenergenekon.com



 

TANRI, TRK’ 004b004f00520055SUN VE YCELTSİN !!

 


 

 

Oğuz kağan'ın Tr006b006c006b Duası





 

Rıza Nur

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Git ve: kullan, ara
Rıza Nur
Dosya:Rıza Nur.gif
Siyasetçi
Doğum tarihi 1878
Doğum yeri Sinop, Türkiye
Ölüm tarihi 8 Eylül1942
Eğitimi Üniversite
Mesleği asker, doktor, siyasetçi

Doktor Rıza Nur TBMM1. Dönem ve 2. Dönem'de, ve öncesinde II. Meşrutiyet'in ilanı ile açılan OsmanlıMeclisi Mebusan'ının ilk döneminde Sinop milletvekilliği yapmış, TBMM tarafından seçilen I. İcra Vekilleri Heyeti içinde genç Türkiye'nin ilk Maarif Vekili (Eğitim Bakanı) olmuş, Lozan Antlaşması müzakerelerine katılmış bir siyaset adamı, yazar, Türkolog-tarihçi ve hekimdir.

Konu başlıkları

[gizle]



Çocukluğu ve Eğitimi [değiştir]

30 Ağustos1879'da Sinop'ta doğdu. Zor bir çocukluk geçirdi. İlköğrenimini Sinop'ta yaptıktan sonra İstanbul'a gelerek Soğukçeşme Askeri Rüştiyesi'ne girdi. Sonra Tıbbiye İdadisi'ni (Tıp Lisesi) ve Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'yi (Askeri Tıp Okulu) tabip yüzbaşı olarak bitirdi. 1901 yılında Gülhane Hastanesinde (Askeri Tıp Akademisi) staj yaparken çalışkanlığı ile Alman hocaların ilgisini çekti ve orada asistan oldu. Önce Prof. Dr. Deike Paşa'nın yanında çalıştı, sonra cerrahi kısmına geçti. Prof. Dr. Wietin Paşa'nın yanında çalışarak operatör oldu. Bu arada fenni sünnet usul ve aletlerini anlatan özgün bir kitap yazdı. Önce padişaha sunulan kitap, daha sonra yayımlandı ve Prof. Wieting tarafından bir kısmı Almanca'ya çevrildi.

Memuriyeti [değiştir]

1903'te RumeliZibefçe gümrük kapısına bakteriyolog atanan Dr. Rıza Nur 1905'te Gülhane'ye yardımcı öğretmen, 1907'de Askeri Tıbbiye'ye cerrahi hocası oldu.

II. Meşrutiyette [değiştir]

II. Meşrutiyet'in ilanından sonra yapılan seçimlerde Sinop'tan milletvekili seçilerek Meclis'e girdi. İttihatçılara yönelik ağır muhalefeti sebebiyle profesörlük yaptığı Askeri Tıbbiye’deki görevinden alındı. Daha sonra, binbaşı rütbeleri de söküldü. Eleştirilerini keskin bir dille sürdürmesi üzerine üç ay hapis yattı ve Bekirağa Bölüğü'nde idamını beklerken Cemal Paşa'nın emriyle sürgüne gönderildi. 8 yıllık sürgünden sonra ancak Mütareke döneminde İstanbul’a dönebildi. 1920'ye kadar kaldığı Mısır'da Cemiyet-i Hafiye ve Türkiye’nin Tarik-i Selameti (Türkiye'nin Kurtuluş Yolu) adlı eserlerini kaleme aldı. Balkan Savaşı'na da katıldığı bilgisi yer almaktadır.

TBMM ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti Fikri [değiştir]

TBMM 1. Dönem ve 2. Dönem'de Sinop milletvekili olarak yer aldı. Atatürk'le arasının açılmasından önce Atatürk'ün en yakın ilişkide bulunduğu hatta Atatürk'ün Lozan'a yolladığı devlet adamlarındandı. Eğitim Bakanlığı yaptı. 1920'de Sovyetler Birliği ile dostluk ve yardım antlaşması yapmak üzere Moskova'ya gönderilen heyete delege olarak katıldı. Çiçerin ve Stalin ile görüştü. Cumhuriyet'in ilanına kadar bütün hükümetlerde Sıhhiye Vekili olarak görev aldı. Sakarya Meydan Savaşı'na doktor olarak fiilen katıldı. Lozan Konferansı'na ikinci delege olarak katıldı. 2. Dönemde yeniden Sinop milletvekili olarak Meclis'te yer aldı. 14 cilt tutan Türk Tarihi'ni bu sıralarda yazdı. 1926'da Sinop'ta bir kütüphane kurarak, gelir kaynakları ile birlikte kamuya vakfetti.

Kişiliği [değiştir]

Aktif, üretken ve (özel hayatına ilişkin hissiyatları dahil) açıksözlü bir tarzda yazılmış eserleri ile tartışmalı profilini günümüzde de muhafaza etmektedir. Türk milliyetçiliği düşüncesinin referans isimlerinden biridir.

Atatürk ve Rıza Nur [değiştir]



Mustafa Kemal Paşa ile arası açılan Dr.Rıza Nur, milletvekili olduğu halde, İzmir suikastine karışanların yakalanıp idam edilmeleri ve bunların kendisi gibi muhalif kimseler olmaları sebebiyle yurdu terketmiştir. 1926 yılında kitabında belirttiği bu gibi kuşku ve korkular nedeniyle Fransa’ya gitti ve Paris’e yerleşti. Daha sonra oradan Mısır’a geçti. İskenderiye'de bu kez 12 yıl süren bir gurbet dönemi yaşadı. Bu arada Türkbilik Revüsü adlı yıllık bir Türkoloji dergisini yayınladı. Leiden'de toplanan Şarkiyatçılar Kongresinde Reşit Saffet'le birlikte Türkiye'yi temsil etti. Öğrenciliğinden beri hayranı olduğu Namık Kemal üzerine 720 sayfalık bir inceleme yazdı.

1938 yılında, Atatürk öldükten sonra Türkiye'ye dönen Dr.Rıza Nur, vefat edene kadar İstanbul, Taksim’de kiraladığı 3 odalı bir apartman dairesinde yaşamıştır. Burası aynı zamanda Tanrıdağ Dergisi’nin de idarehanesi olmuştur. Dr. Rıza Nur İstanbul'da 8 Eylül1942'de öldü.



Yapıtları 

  • Yeni Usulü Hitan (sünnet) ve Yeni Kıskaç (1909)
  • Fenni Cerrahi Ortopedi (1910)
  • Gurbet Dağarcığı (1919)
  • Cemiyet-i Hafiye
  • Türkiye’nin Tarik-i Selameti
  • Türklük Duası
  • Hürriyet ve İtilaf nasıl doğdu nasıl öldü? (1919, Kitabevi Yayınları)
  • Türk Tarihi (1924-1926, 14 cilt, Toker Yayınları)
  • Cemiyet-i Hafiye (İşaret Yayınları)
  • Moskova - Sakarya Hatıraları (Boğaziçi Yayınları)
  • Lozan Hatıraları (Boğaziçi Yayınları)
  • Oğuzname destan denemesi (1928)
  • Namık Kemal(1936)
  • Hücumlara cevaplar (polemik)
  • Türk Bilik (dergi)
  • Tanrıdağı (dergi)
  • Hayat ve Hatıratım (1968, Altındağ Yayınları)

Kaynakça 

  • Dr. Rıza Nur Dosyası (Turgut Özakman, Bilgi Yayınevi)

http://tr.wikipedia.org/wiki/R%C4%B1za_Nur#Atat.C3.BCrk_ve_R.C4.B1za_Nur

Yani bu şiiri Rıza Nur yazıp Oğuz Kağan'a ve Türklüğe ithaf etmiştir. Şiiri de ilk kez Mısır'da iken çıkardığı "Türkbilik Revüsü" adlı dergide yayınlamıştır.

 

Bugün 4 ziyaretçi (5 klik) kişi burdaydı!
*Sirius-b *MS *Pardus Semerkand TV

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol