BALIK
Şehir anlamına gelen Eski Türkçe bîr kelime.
"Kale" ve "saray" mânasını da ihtiva eden kelimeye Türkçe metinlerde "şehir" anlamında ilk defa Orhun âbidelerinde rastlanır. Göktürkler İlteriş Kağan'ın 680 yılında devleti yeniden teşkilâtlandırdı*ğını işitince "balıktakiler dağa çıkmış, dağdakiler de aşağı inmişti." Tonyukuk Kitâbesi'nde de Çin'e yapılan Türk akın*larından bahsedilirken Çin şehirleri ba*lık sözü ile anılmaktadır. Kitabede Ton*yukuk, bir akın sırasında yirmi üç Çin balığını tahrip ettiğinden ve Çin'in do*ğusunda bulunan Şantungbalık'tan söz eder. Göktürkler'in kuzey ve doğusun*da yaşayan Dokuz Oğuz Türkleri'nin ise Togubalık adlı bir şehirleri vardı.
Aurel Stein tarafından Tunhuang şeh*rinde bulunan ve V. Thomsen tarafın*dan okunan Göktürk yazısı ile yazılmış bir el yazmasında Turfan şehrine Koçu-balık denmektedir. Yine GÖktürkçe ya*zılmış Ongin Yazıtı'nda "kamug balıkka tegdim" (bütün şehirlere yetiştim) cümle*si geçmektedir ki bu şehirlerin Dokuz Oğuz şehirleri olması muhtemeldir.
Uygurlar büyük şehirleri küçük şehir*lerden "ulug balık" adıyla ayırıyorlardı. Uygur Hakanı Moyen-çor (747-759), Or*hun ile Selenga'nın birleştiği bölgede Baybalık adlı şehrini Çinli ve Soğdlu us*talara yaptırmıştı. Yine Moyen-çor za*manında Karabalgasun yanında kurulan bir diğer şehir de Ordubalık adını taşı*yordu. Uygur Hâkanlığı'nın meşhur baş*şehrinin adı ise Beşbalık'tı. Yengiba-lık veya Yangıbalık da Uygurlar'ın bir diğer şehriydi. Fakat daha sonraki Türk şehirlerine de bu ad sık sık verilmiş*tir. Yine Uygur şehirleri arasında Can-balık adını taşıyan başka bir şehir daha vardı.
Hazar Hâkanlığı'nın başşehri olan İtil şehrinin bir diğer adı Hanbalık'tı. Hatu*nun oturduğu şehre de Hatunbalık de*niliyordu. Bunun yanında Asya'daki Ka-rakorum ve Pekin şehirleri Hanbalık adıy*la tanınmışlardı. Ayrıca bazı seyyahlar Pekin şehri için İlibalık deyimini de kul*lanmışlardır.
Eski Türkler'de balık sözünün diğer bir mânası da "çamur"dur ve balçık ke*limesi buradan gelmektedir. Fakat bu anlam yalnız Oğuz Türkleri'nde görü*lüyordu. Bugün eski Türkler'in yaptık*ları şehirlerden herhangi bir iz kalma*mış gibidir. Bunun sebebi balık sözü ile açıklanabilir. Kelime aslında "bal" kö*kü ile bir nevi toprağı ifade etmektey*di ve Türkler'in kurdukları şehirlerdeki binalar da daha çok çamur-toprak (ker*piç) ile yapılmıştı. Bazı Çin kaynakların*da Asya Hunlan'nın evlerini "dövülmüş toprak'tan yaptıklarına işaret edilmek*tedir.
Türkçe balık sözü daha sonra Moğol*ca'ya da geçmiştir. Moğol kaynaklan şe*hirleri balakat sözü ile anıyorlardı. Mo*ğolca balakat veya balgat kelimeleri ba*lık sözünün çoğul şeklidir.
Balık kelimesi Uygurlar'in son zaman*larına doğru yerini Soğdca'dan gelen kent ve Farsça şehir kelimelerine bıra*karak unutulmuştur.
Bibliyografya:
Dtuânü Lugâti't-Türk Tercümesi, 1, 113, 248, 379; Ahmed Caferoğlu. Eski Uygur Türkçesi Sözlüğü, İstanbul 1968, s. 32; Clauson. Dic-ilonary, s. 335 vd.; Oğuz Kağan Destanı[54], İstanbul 1936; Hüseyin Namık Orkun, Eski Türk Yazıtları, İs*tanbul 1936-41, I, 180; II, 66; D. M. Dunlop. The History of Uıe Jeujish Khazars, Princeton 1967, s. 89-115; Doerfer, TMEri, II, 257 vd; Tuncer Baykara. Türk Şehri İstanbul: XI. Yüz*yıla Kadar[55], İÜ Ktp., nr. 7254, tür.yer.; Bahaeddin Ögel, Türk Kültür Tarihine Giriş, Ankara 1978, I, 175-315; İbra*him Kafesoğlu. Türk Millî Kültürü, İstanbul 1983, s. 309 vd.; A. V. Gabain, "Kök - Türkle*rin Tarihine Bir Bakış", DTCFD, U/5 (1944), s. 692; Emel Esin, "Orduğ: Başlangıçtan Sel*çuklulara Kadar Türk Hakan Şehri", TAD, VI/10 11 (1968), s. 137-175; R. Rahmeti Arat, "Balık", İA, II, 275; W. Barthold. "Balık", El2 fing.), i, 993; a.mlf.. "Bâlik", UDMİ, III, 1005-1006.